Tüp Bebek Tedavisinin Başarı Oranı Nedir ?

Dünyada ilk kez 1978 yılında canlı doğum elde edilen tüp bebek tedavisinde başarı oranında günümüze kadar önemli gelişmeler yaşanmıştır. İlk zamanlarda başarı oranı %10 larda iken günümüzde tüp bebek başarısı %50 lerin üzerindedir. Başarı oranını etkileyen en önemli faktör anne adayının yaşıdır. Yaş ilerledikçe elde edilen yumurta sayısı ve kalitesi düşmekte, başarı oranı da azalmaktadır. 

Tüp Bebek Tedavisi İle Elde Edilen Gebeliklerde Bebekte Anomali Olur Mu ?

Doğal yoldan oluşan gebelik ile tüp bebek tedavisi sonucunda oluşan gebeliklerde anomali oranı aynıdır. Gelişen teknoloji ve genetik bilimindeki ilerlemeler ile tüp bebek tedavisi ile elde edilen embriyoların rahim içine nakil edilmesinden önce genetik incelemesi mümkün olabilmektedir. Ancak preimplantasyon genetik inceleme denilen bu yöntem, rutin tüp bebek uygulamasının bir aşaması değildir. Genetik inceleme, anne ve baba adayında genetik sorun varsa, tekrarlayan düşük yada tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olduğu durumlarda uygulanabilen pahalı ve nadir de olsa işleme bağlı embriyoya zarar verme olasılığı olan ileri bir inceleme yöntemidir.

Tüp Bebek Tedavisinin Başarısını Etkileyen Faktörler Nelerdir ?

Tüp bebek tedavisi başarısını etkileyen en önemli faktör anne adayının yaşıdır. İlerleyen yaş ile birlikte yumurta sayısı azalırken yumurta kalitesi de bozulmaktadır. Tüp bebek tedavisinde gebelik oranları 18-30 yaş aralığında  %50-60’ lara ulaşırken, 40 yaş üzerinde %10-15 civarında, 44-45 yaş sonrası hızla azalarak %1 ‘lere düşmektedir. Sigara, alkol, kafein kullanımı, obezite tedavi başarısını olumsuz etkilemektedir. ​Labaratuvar ortamında hastaya özel kullanılan ek yöntemler (PICSI, Mikroçip, kalsiyum ionomisin) döllenme ve embriyo gelişimini bununla ilişkili olarak tüp bebek başarı oranını etkilemektedir. Ayrıca embriyoskop denilen embriyoların dış ortamda değerlendirilme gerekliliğini ortadan kaldıran özel görüntüleme sistemi bulunan inkübatör kullanımı da faydalı olabilmektedir. 

Embriyo Dondurulması Ne Demektir ? Kimlere Bu İşlem Yapılır ?

Tüp bebek tedavisi sonrasında çok sayıda kaliteli embriyo olduğu durumlarda, transfer edilmesine rağmen kalan embriyo olduğunda, tedavi aşamasında çok sayıda yumurta toplanan hastalarda yada tedavi süresinde rahim içi kalınlığının uygun olmadığı, kanda ölçülen hormon değerlerinde bozukluk saptandığında embriyo dondurulma işlemi yapılabilmektedir. Dondurulmuş embriyosu bulunan hastalarda gebelik oluşmadığı durumda, tekrar iğne kullanımı ve yumurta toplama işlemine gerek olmadan, sadece rahim içi hazırlanarak embriyo transferi yapılabilmektedir. Ayrıca embriyo transferi sonrasında gebelik oluşmayan ya da ileride tekrar çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerde gebelik şansını arttırmak mümkün olabilmektedir. Gelişen teknolojik ilerlemeler ile dondurma çözme sonrası embriyo canlılık oranı %98-99 civarındadır.

Semen Analizinde Sperm Bulunama​​ması (Azospermi) Durumunda Ne Yapılabilir? 

Menide sperm bulunamaması durumu, sperm kanallarındaki tıkanıklık veya sperm üretimindeki bozukluk nedeni ile oluşmaktadır. Öncelikle sperm yokluğunun nedeni tespit edilmeli ve tedavi planı yapılmalıdır. Bu hastalarda, kanda bakılan hormon testleri, doppler ultrason ve genetik incelemeler yapılmaktadır. Tıkanıklığa bağlı durumlarda cerrahi olarak tıkanıklığın açılması ve doğal yol ile gebelik mümkün olabilmektedir. Ancak sperm üretiminde sorun olan hastalarda sperm eldesi için mikro TESE denilen cerrahi yöntem uygulanmakta ve tüp bebek tedavisi gerekmektedir.  Mikroskop  aracılığı ile testisten küçük parçalar alınarak tüp bebek tedavisinde kullanılabilecek spermler bulunmaya çalışılır. Günümüzde TESE işlemi mikroskop ile yapılmaktadır. Böylelikle testise verilebilecek zarar en aza indirilirken, sperm bulma şansı artmaktadır. 

Embriyoskop (EmbryoScope) Uygulaması Nedir ?

Tüp bebek tedavisinde anne ve baba adayının üreme hücreleri birleştirildikten sonra oluşan embriyolar, inkübatör denilen bir cihaz içerisinde muhafaza edilmektedir. Embriyolar için vücut sıcaklığında bir ortam sağlayan inkubatörlerde embriyonun durumunu saptanmak mümkün olmadığından, embriyolar dış ortama alınarak mikroskop altında değerlendirilir. Embriyoskop ise embriyoların dış ortama alınarak değerlendirme zorunluluğunu ortadan kaldırmaktadır. Embriyoskop içerisinde bulunan özel görüntüleme yöntemi ile embriyolar oluştuktan transfer edileceği zamana kadar video kaydına alınmaktadır. Bu kayıtlar ile embriyo içerisindeki hücrelerin bölünme süreleri ve şekilleri izlenebilmektedir. Embriyoskop uygulaması, normal inkubatörlerdeki anlık embriyo değerlendirilmesine göre embriyo gelişimini tümü ile izleyerek en iyi ve gebelik potansiyeli en yüksek embriyoyu seçme şansını arttırmaktadır. 

Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığında yapılabilecek uygulamalar nelerdir?

Tüp bebek tedavisi başarısında önemli faktörler, gebelik oluşturacak embriyo ve embriyonun tutunacağı rahim içi (endometrium) dokusudur. Embriyo açısından, mikroskop incelemesinde kaliteli olarak değerlendirilmesine rağmen gebelik oluşmayan ve rahim içi ile ilgili sorun olmayan çiftlerde preimplantasyon genetik test denilen genetik inceleme yapılarak kromozom sayı ve yapısı ​araştırılabilmektedir. Rahim iç dokusu ile ilgili olarak HSG (Histerosalpingografi- kanal filmi ), ultrasonografi ile çeşitli sorunlar saptanabilmektedir. Bunlardan en önemlileri rahim içi polipler, yapışıklıklar ve myomlardır. Bu durumlarda histereskopi denilen yöntem ile rahim içinin detaylı değerlendirilmesi ve eş zamanlı düzeltilmesi mümkün olabilmektedir. Ayrıca HSG filminde yada ultrason ile değerlendirmede tüplerin ucunun tıkanarak şişmesi ( hidrosalpinks) saptandığı durumlarda şiş tüplerin çıkarılması yada rahim içi ile bağlantısının kesilmesi de gebelik şansını neredeyse 2 katı oranında arttırmaktadır.

Tüp Bebek Tedavisinde Genetik Testler Kimlere Uygulanmalıdır ?

Anne veya baba adayında genetik bir hastalık yada taşıyıcılık durumu varsa, genetik hastalığı olan çocuk sahibi olan çiftlerde mevcut bozukluğa yönelik detaylı genetik inceleme yapılabilmektedir. Bunun dışında anne adayında ileri yaş, tekrarlayan düşük öyküsü olduğu durumlarda kromozom analizi amaçlı genetik inceleme yapılabilmektedir.

Yumurta Dondurulması İşlemi Nedir ?

Tüp bebek tedavisinin ilk 2 aşamasını içeren yumurta dondurma işleminde, ilaç tedavisi verilerek yumurtalar büyütüldükten sonra anestezi altında toplanmaktadır. Yumurtalar laboratuvar ortamında özel işlemlerden geçirildikten sonra olgun (matür-M2) olan oositler dondurulmaktadır. Ailede erken menapoz öyküsü olan, kontrollerde antral follikül sayısında azalma yada AMH denilen yumurtalık kapasitesini gösteren kan tahlilinde düşüklük saptanan hastalarda rapor düzenlenerek yumurta dondurma işlemi yapılabilmektedir. Gelişen hücre dondurma teknolojileriyle, donma çözme sonrası yumurtaların bozulma oranı oldukça düşüktür. Önemli bir nokta da ne kadar genç yaşta ve çok sayıda yumurta dondurulursa, çözme sonrası gebelik şansı o kadar yüksek olacaktır.

Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) 

Son yıllarda genetik bilimindeki gelişmeler ışığında, laboratuvar ortamında elde edilen embriyolardan belirli tıbbi endikasyonlar ile inceleme yapılmasına olanak sağlamıştır. Günümüzde 3. Gün blastomer biyopsisi  yada 5. Gün embriyosundan trofoektoderm biyopsileri şeklinde genetik inceleme yapılabilmektedir.  Özellikle ileri yaş veya tekrarlayan erken gebelik kaybı bulunan hastalarda kromozomal anomalisi olup olmadığı araştırılabilmektedir. 

PGT: KROMOZOMAL BOZUKLARIN DEĞERLENDİRLMESİNDE KULLANILMAKTADIR. KROMOZOMAL BOZUKLUKLAR:  1.sayısal ve 2.yapısal bozuklular olarak 2 grupta incelenir.  

1. Sayısal Kromozal Bozukluklar : Özellikle ileri yaştaki (35 yaş üzeri) anne adaylarının bebeklerinde görülme oranı yüksek olan anormalliklerdir. En sıklıkla görülen trizomi 21 olarak bilinen Down sendromu, monozomi x, Turner sendromudur.

2. Yapısal Kromozal Bozukluklar : Temel olarak translokasyon ve inversiyonlardır. Yapısal bozukluklar eşlerden birinde olabileceği gibi her iki eşte de görülebilir. Yapısal bozukluklar genellikle bozukluğu taşıyan bireyde problem oluşturmamaktadır, ancak yüksek oranda genetik anomali taşıyan sperm veya yumurta üretilmesine yol açmaktadır. Bu kromozomal bozukluklar, infertilite tedavisi için başvuran çiftlerde, genel popülasyona göre 3-10 kat daha sık görülmektedir. Özellikle doğal yoldan gebe kalamayan yada birden fazla düşük öyküsü olan çiftlerde karyotip analizlerinde yapısal bozukluk anlamlı oranda artmıştır. Yapısal kromozom bozukluklarının tespiti amacı ile yapılan PGT uygulamalarında, yapısal bozukluk ile ilgili kromozom yanında kapsamlı kromozomal tarama tekniği sayesinde 24 kromozomun sayısal analizi de yapılmaktadır. 

PGT Hangi Teknik Kullanılmaktadır ? 

Kromozomlardaki sayısal ve yapısal taramaya NGS ( YENİ NESİL DİZİLEME) veya ACGH ( ARRAY KARŞILAŞTIRMALI GENOMİK HİBRİDİZASYON) teknikleri kullanılmaktadır. Her 2 teknik sayesinde de  24 kromozom aynı anda analiz edilebilmektedir. KAPSAMLI KROMOZOMAL TARAMA olarak da adlandırılabilmektedir. 

PGT  İşlemi Riskleri

Öncellikle yapılan tüp bebek tedavisinde biyopsi yapılmaya uygun kalite ve sayıda embriyo gelişmeyebilir.

Çok düşük oranda da olsa embriyolar biyopsi işleminden zarar görebilir. Bu durumda Embriyo tedavi için kullanılamaz.

PGT sonucunda normal embriyo bulunamayabilir ve embriyo transfer işlemi iptal edilebilir.

Kapsamlı kromozom analizi başarılı bir tedavi işlemi için biyopsi yapılan embriyonun dondurulmasını gerektirir. Dondurma çözme işlemi nadir de olsa embriyonun canlılık oranını etkilemektedir. Günümüzde vitrifikasyon tekniği ile dondurulup çözülen embriyolarda canlılık oranı % 95 in üzerindedir.

Bazı durumlarda PGT işlemleri ile embriyoya ait herhangi bir sonuç elde edilemeyebilir.  Düşük embriyo kalitesi, biyopsi yapılan hücrenin dejenere olması, yeterli seviyede DNA çoğaltımının olmaması gibi durumlarla karşılaşılmaktadır.

Embriyonik mosaisizm ve /veya kullanılan tekniğe bağlı%1-3 oranında hatalı sonuç olasılığı bulunmaktadır.

PGT ( preimplantasyon genetik tarama )kromozom düzeyinde bir taramadır. Mikrodelesyonlar , duplikasyonlar, tek gen hastalıkları ( akdeniz anemisi , kisitk fibrozis) ve uniparenteral dizimi ( 2 kromozomunda aynı bireyden gelmesi) tespit edilememektedir.

Embriyodaki tüm bu incelemelere rağmen gebelik durumunda koryon villus biyopsisi (CVS) yada amniyosentez yapılması önerilmektedir.

RANDEVU ALIN

Dilerseniz Biz Sizi Arayalım

Mesajınız gönderildi. Teşekkürler.
Mesajınız gönderilemedi.