Tüp Bebek Tedavisi
Lazer Tedavileri
Gebelik
İnfertilite (Kısırlık)
Anasayfa
Rahim iç dokusunda bulunan bezlerin (yapıların) , rahim dışarısında bulunması ile karakterize iyi huylu bir hastalıktır. Rahim dışarısı olarak tanımladığımız alanlar en sık yumurtalıklar olmakla birlikte karın zarı dediğimiz peritonda , iç organlar ve barsak yüzeylerinde bulunabilmektedir. Genellikle bu dokular pelvis dediğimiz karın bölgesinde bulunmasına rağmen; nadir olmakla birlikte uzak organlarda da görülebilmektedir. Örneğin akciğer dokusunda bulunan endometriyozis yapıları nedeniyle her adet döneminde akciğer içerisinde kanama meydana gelen hastalarda vardır. Ayrıca gözde bulunan endometriozis nedeniyle gözyaşı salgısında kan görülen nadir hastalarda bulunmaktadır. Endometriozis kronik bir hastalık olup tamamen tedavi edebilmek mümkün değildir. Burada amaç hastanın şikayetlerine yönelik tedaviler planlamaktır. Endometriozis hastalığının yumurtalıklarda bulunan kistik haline endometrioma çikolata kisti denilmektedir. Hastalığın daha ileri seviyede olduğunu göstermektedir.
Çikolata kistleri sıklıkla şiddetli adet ağrısı ile bulgu vermektedir ve ultrason ile tipik görüntüsü bulunmaktadır. Kanama görüntüsü ile karışabilmektedir. Ayrıcı tanıda çikolata kistlerinin uzun süredir bulunması, hemorajik kistlerin ise kısa sürede geçmesi önemlidir. Genellikle kan tahlilinde yapılan Ca 125 değerinde yükseklik görülmekle birlikte tanısal değildir. Hem endometriozis odakları hemde yumurtalıktaki çikolata kistleri adet döneminde ağrı (dismenore), cinsel birlikte ağrı (disparoni) şikayetleri ile karşımıza gelmektedir. Bir grup hasta da ise çocuk isteminde zorlanma, infertilite araştırılması esnasında tanı koyulmaktadır.
Endometriozisin gerçek yaygınlığı bilinmemektedir, çünkü hastalığın gerçek tanısı cerrahi ile çıkarılan dokunun patolojik incelenmesi sonucunda konulmaktadır. Yapılan çalışmalara göre şikayeti olmayan çocuk istemini tamamlamış hastalarda yapılan tüp bağlanması ameliyatları sonrasında hastalığın sıklığı %1-7 iken, doğurganlık çağında karın ağrısı olan kadınlarda %12-32, uzun süreli karın ağrısı ve adet sancısı olanlarda hastalığın sıklığı %50 olarak bulunmuştur. Endometriozis tanısı sıklıkla 25-35 yaş arasında konulmaktadır. Adet dönemi öncesi kızlarda hastalık nadir olarak görülmektedir. Çünkü hastalığa bağlı şikayetler genellikle adet başlangıcı sonrasında rahim dışında bulunan dokunun hormonlara bağlı olarak kanaması ile oluşmaktadır. Endometriozis hormon bağımlı bir hastalık olup, hormon baskılanma tedavilerinden fayda sağlanmaktadır. Bu nedenle ileri yaş menapoza giren hastalarda şikayetler azalmaktadır.
Endometriozis hastalığı Asyalılarda daha sık görülmektedir. İlk adeti erken gören kadınlarda ve menstruel aralıkları kısa olanlarda daha sık rastlanmaktadır. Ancak adet miktarı ve süresi ile endometrıyozis arasında ilişki bulunmamıştır. Bizim için en ilginç bilgilerden biri vücut kitle indeksi ile hastalığının yaygınlığı arasında ters ilişki vardır. Yani kilolu hastalarda endometrıyozisi daha az görmekteyiz. Gebeliğin ise endometrıyozis üzerinde zamanla azalan bir koruyucu etkisi vardır. Yani gebelik sürecinde hormon baskıda olduğundan hastalık daha az görülmektedir. Çeşitli çalışmalarda fazla miktarda alkol ve kafeinin kullanımının hastalık riskini artırabileceği gösterilmiş. Düzenli egzersiz ve ilginç olarak sigara kullanımının endometriozis riskini azaltabileceği de bilinmektedir. Ayrıca genetik faktörlerin endometrıyozis gelişimine yatkınlığı arttırdığı düşündürmektedir. Endometrıyozisi olan kadınların birinci derece akrabalarında genel topluma göre yaygınlığı 6-7 kat fazla bulunmuştur. Tüm bu faktörler endometriozisin genetik bir kökeni olduğunu ayrıca çevresel faktörlerin de hastalığın gelişiminde etkili olduğunu düşündürmektedir. Bazı çalışmalarda endometriozis ve otoimmun hastalıklar arasında bir ilişki olabileceği bulunmasına rağmen net bir ilişki henüz saptanamamıştır.
Endometriozis yada overde kist saptanan hastalarda cerrahi planlanması medikal tedaviye dirençli ağrı yada malignite şüphesi nedeniyle yapılmaktadır. Cerrahi sonrası yeni çikolata kistlerinin yada endometriozis odaklarının oluşabileceği, çocuk istemi olmayan hastalarda hormon baskılanma tedavisinin devam etmesi gerektiği hastalara mutlaka detaylı olarak anlatılmalıdır. Çikolata kisti operasyonları yada endometrıyozis odaklarının çıkarıldığı cerrahi sonrası, karın içi anatominin düzeltiği erken dönemde gebelik şansının daha yüksek olduğu hastaya bildirilmelidir. Ancak yumurtalıkta bulunan çikolata kist ameliyatları sonrasında yumurtalık dokusunda küçülme ve yumurta sayısında azalma olabileceği özellikle iki taraflı kisti olan hastalarda özellikle değerlendirilmelidir. Bu durumlarda cerrahi öncesi yumurtalık dondurulması seçeceği hastalara anlatılmalıdır. Bazı durumlarda ise tüp bebek tedavisi başlamadan önce kistlerin yerleşimi veye çok büyük olması nedeniyle yumurta toplanamaması nedeniyle çikolata kisti operasyonu öncellikle planlanabilmektedir. Tedavinin, hastanın durumuna göre bireyselleştirilmesi uygun olacaktır.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş olursunuz. Çerez Politikası için Tıklayın !