Gebelik Öncesi  Beslenmede Dikkat Edilmesi Gerekenler 

Beslenmede dikkat etmemiz gereken en önemli çevresel kimyasal metil civadır. Bazı büyük balık türlerinin metil civa ile kontamine olduğu bilinmektedir. Plasentadan geçerek fetus üzerine nörotoksik olan bu içerik bazı balık türlerinde ( kılıç balığı, uskumru, köpek balığı gibi )ve konserve balıklarda bulunmaktadır. Ayrıca haftada 340 gr üzerinde kabuklu deniz ürünü ve balık yenmesi önerilmemektedir. 

Diyet açısından bir diğer önemli noktada günümüzde yaygınlaşan vejeteryan diyetlerin proteinden fakir olmasıdır. Gebelik öncesi bu diyetler hakkında danışmanlık verilmesi ve folik asit dışında ek vitamin destekleri başlanması gereklidir. Özellikle hayvansal gıdalarda bulunan B12 vitamin eksikliği bu hastalarda sık olacağından, B12 düzeyleri bakılarak ek tedavi önerilebilmektedir. Bir diğer beslenme problemlerinden biri anoreksi ve bulimia gibi durumlarda da yemek yememe ve kusma sonucu ​elektrolit dengesizliği, kalpte ritm bozuklukları ve mide problemleri olabilmektedir. Hastalar öncelikle tedavi edilmeli ve gebelik daha sonrasında gebelik sonrasında planlanmalıdır. Bu gibi durumlarda bebeklerde düşük doğum ağrılığı, kafa çevresinde gerilik ve haftasına göre küçük bebeklerle karşılaşılmaktadır. 

Çağımızın bir diğer sorunu olan obezite (aşırı kilo) gebelikte tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, yüksek tansiyona bağlı gebelik zehirlenmesi, kontrolsüz şeker yüksekliğine bağlı bebekte anomalilere, sezaryen doğum ve ameliyat sonrasında iyileşme ile ilgili sorunlara yol açabileceği bilinmektedir. Optimal kilo ile gebeliğe başlamak tüm anne adaylarında hem gebelik boyunca hemde gebelik sonrası dönemde riskler açısından önerilmektedir.  Sigara kullanımı anne ve bebekte sorunlara yol açacağından gebelik öncesi kesilmelidir. Sigaranın içerisindeki nikotinin direk toksik etkisi ve damarlarda taşınan oksijen düzeyindeki azalma nedeniyle hem anne hemde bebekte oksijen azlığına bağlı sorunlara büyüme gelişme geriliklerine yol açmaktadır. 

Alkol tüketimi ise içerisindeki etanolün güçlü teratojen etkisi nedeniyle bebeklerde büyüme kısıtlılığı, yüz ve sinir sistemi anomalilerine yol açacağından kesinlikle bırakılmalıdır. 

Gebelikte Beslenme

Gebelik sırasında çoğu vitamin ve mineral için artmış gereksinim , genellikle yeterli miktarda kalori ve protein alınımını sağlayan diyet ile karşılanmaktadır.  Özellikle gebelikte kadınların protein gereksinimi artırmaktadır. Bebek, plasenta dediğimiz bebeğin eşi, rahim yapısı ve göğüslerin gelişimi için protein kulanılmaktadır. 

Gebelikte proteinlerinin büyük çoğunluğunun süt, et, yumurta, peynir , kümes hayvanları ve balık gibi hayvansal kaynaklardan sağlanması önerilmektedir, çünkü bu besinler hücrelerin gelişimi ve çalışması için zorunlu olan aminoasit dediğimiz protein temel yapıları açısından en uygun içeriğe sahiptir. Ayrıca süt ve süt ürünleri gebe ve emzirenlerde protein ve kalsiyum açısından ideal bir besin kaynağıdır. 

Gebelik sırasında demir ihtiyacında artış olacağından demirden zengin kırmızı et, kuru kayısı, üzüm, yumurta, tahıl, fındık, badem gibi yiyeceklerin tüketiminin arttırılması önerilmektedir. Bunun dışında özellikle gebeliğin ilerleyen haftalarında besinlerden alınan demir yetersiz kalacağından demir içeren destek vitaminlerin başlanması planlanmalıdır. 

Genellikle gebeliğin ilk 4 ayında demir gereksinimi az olduğundan düzenli beslenenlerde demir desteği gerekli değildir. Ancak hastanın yapılan kan tahlillerine göre demir tedavisi kullanım dozu ve zamanı ayarlanmalıdır.  İyot açısından gebelikte artan ihtiyacı dengelemek için iyotlu tuz tüketimi önerilmektedir. 

Gebelik ve Folik Asit

Gebelik öncesi başlanarak gebeliğin ilk üç ayında kullanılması gereken vitamin folik asittir. Besinlerle alınan miktardan bağımsız olarak gebelik planlanan tüm hastalarda önerilmelidir. Genellikle multivitamin içeriklere göre gebelik öncesi tek başına folik asit kullanımı yeterli olacaktır. 

Folik asit bebeğin nöral tüp dediğimiz sinir sistemi gelişimde rol aldığından ve eksikliğine bağlı ciddi anomalilere neden olabileceğinden ​gebelik planlayan her hastaya ilk görüşmede önerilmelidir. Daha önce nöral tüp defekti dediğimiz problemi yaşayan anne adaylarında ise yüksek doz folik asit(5mg) başlanmalıdır.

Gebelikte Bulantı ve Kusma

Gebeliğin özellikle ilk üç ayında rastladığımız bulantı- kusmalar için öncelikle sıvı tüketimi oldukça önemlidir. Bazı hastalarda 14-16. Haftaya kadar devam edebilmektedir. Sıvı alımı sağlayamadığımız hastalarda çok nadir damardan sıvı tedavileri uygunlanması gerekmektedir. Özellikle sabah bulantılarını önlemek açısından B6 vitamin ile kombine edilen ilaçlar kullanılabilmektedir. Bunun yanında sıvı alımına dikkat edilmesi, çok yağlı olmayan sade diyetler, daha sık aralıklarla az yemek yeme bu hastalarda faydalı olmaktadır. Bunun geçici bir süreç olduğunu bilmek hastalar için rahatlatıcı olacaktır. Bazı hastalarda oldukça ağır seyrederek Hiperemezis Gravidarum olarak adlandırılan; elektrolit bozukluklarına, dehidratasyon dediğimiz vücudun susuz kalmasına neden olabilmektedir. 

Gebelik ve Kilo Alımı 

Gebelikte beslenme ile ilgili  özellikle annelere her türlü yiyeceği uygun miktarda yiyebileceği ve özellikli durumlar dışında tuz kullanabileceği anlatılmalıdır. Tek tip beslenme gebelikte uygun olmayacağından, protein, yağ ve şeker açısından dengeli bir beslenme önerilmelidir. Gebelik yolculuğunda ortalama 11.5-16 kilo alabileceği ve bunun normal olduğu söylenmelidir. Gebelik sürecinin dinamik olduğu bazı dönemlerde farklı yemekleri isteyebileceği ama bunun dengelenmesinin önemli olduğu anlatılmalıdır. 

Gebelikte Şeker Yüklemesi

Gebelik takibinde şeker yüklemesi yapılamsı önerilmektedir. Günümüzde 75 gr şeker yüklemesi tek bir test ile hastalık tanısını koymamızı sağladığından önerilmektedir. Şeker yüklemesi testi 24-28. Hafta arasında yapılmaktadır. Ancak şeker hastalığı riskinin yüksek olduğu (obezite, aile öyküsü, gebelik öncesi insülin direnci, polikistik over sendromu varlığı, ileri yaş anneler) durumlarda ​şeker yükleme testi erken dönemde yapılmalı ve buna uygun beslenme programı düzenlenmelidir.

Gebelik ve Vitamin Kullanımı 

Gebelik sürecinde öncelikle folik asit vitamini ile başlayan desteklerin 4. Aydan sonra demir tedavisinin ekleneceği, hastanın ihtiyacına göre B12 vitamini, D vitamini desteklerinin de verilebileceği anlatılmalıdır. Omega içeren desteklerde kullanılabilmektedir. Ancak A ve C vitaminin yüksek dozlarının bebek üzerine toksik etkisi olacağından doktor tarafından önerilmeyen multivitamin içerikli ilaçların uzun süreli yada yüksek doz kullanılmasının sakıncalı olacağı mutlaka anlatılmalıdır. 

Gebelik ve Egzersiz

Genellikle gebelikte egzersiz kısıtlaması gerekli değildir. Ancak aşırı yorulmaması , kendisine ve bebeğe zarar verecek risklerden kaçınması önerilmektedir. Tam bir klinik değerlendirme sonrası risk taşımayan gebelerde düzenli olarak günlük 30 dakika orta şiddetli fiziksel aktiviteler yapabileceği bilinmektedir.  Düşme veya karınına alabileceği travmalardan kaçınılması önerilmektedir. Koşu bandı yada hareketli platformlarda yapılan sporlar gebelikte uygun değildir. 

Gebelik ve Yolculuk

Özellikle araba kullanan gebelerde üç noktadan destekli emniyet kemerlerini uygun şekilde kulanmaları desteklenmelidir. Emniyet kemerinin kucağa gelen bölümü karnın altına gelecek ve  üst kalçayı çaprazlayacak şekilde takılmalıdır. Omuzdan gelen kısmı ise iki göğsün arasına rahat bir şekilde yerleştirilmelidir. Gebeler özellikle son haftalara geldiklerinde karnın çok büyümesi bağlı sıkıntı yaşamamak adına araba sürmeyi bırakmaları önerilebilmektedir.  

Otomobil yolculuklarında kısıtlama gerektiren bir durum yoktur, ancak tüm uzun süreli yolculuklarda olduğu gibi ayakların hareket ettirilmesi, molalar vererek yürüyüş yapılması, ayrıca  su içme ve tuvalete gitmenin ertelenmemesi önerilmektedir. 

Uygun hava basıncı ayarı yapılmış uçaklarda yapılan yolculukların gebelik üzerine herhangi bir zararlı etkisi yoktur. Gebe olmayanlarla benzer hava yolculuğu önlemleri alınması önerilmektedir. Gebelik haftasına göre hava yolu şirketlerine göre değişen bir üst sınır bulunmaktadır. Uçuş öncesi doktorunuzdan muayene olarak engel olmadığını bildirir rapor alabilmeniz mümkündür. 

Gebelik ve Diş Sağlığı

Gebelik öncesi dönemde danışmanlık verilmesi gereken bir diğer muayenede diş sağlığıdır. Diş sağlığı ile ilgili tedaviler gebelik dönemindede yapılabilmektedir. Ancak diş ve ağız sağlığı ile ilgili enfeksiyonlar gebelikte kullanılabilecek ilaçlar ve lokal anesteziklerdeki sınırlamalar nedeniyle biraz daha zor ve uzun süre almaktadır. Gebelik bilinenin aksine diş çürüklerini şiddetlendirmez. 

Gebelik ve Varisler

Toplar damar genişlemeleri olarak bilinen varisler, genellikle genetik yatkınlığa bağlı gelişmektedir. Uzun süre ayakta kalma, gebelik, kilo artışı ve ileri yaşla birlikte varis görülme sıklığı artmaktadır. Varise bağlı şikayetler gebelikte bacaklarda belirgin damar görüntüsü, hafif veye şiddetli bacak ağrısı şeklinde olabilmektedir. Gebelikte önerilen bacakların yüksekte periyodik olarak dinlendirilmesi, uygun boyutta elastik varis çorabı kullanılmasıdır. Varisler için cerrahi tedavi gebelikte önerilmemektedir. Çok nadir olarak genital bölgede de varisler görülebilmektedir. Büyük varisler nadiren yırtılıp aşırı kanamaya neden olabilir. 

Gebelik ve Hemoroid (Basur)

Rektal toplardamarların genişlemesi yani varislerine hemoroid denilmektedir. Gebelikte nadir olarak görülmesine rağmen mevcut varislerde alevlenmeler görülebilmektedir. Gebelikte ağrı ve şişme olduğunda lokal olarak uygulanan anestezi ilaçlar, sıcak uygulamalar ve dışkıyı yumuşatan ilaçlar kullanılabilmektedir. Bu tedavilere rağmen şiddetli ağrısı olan hastalarda rektal damarlarda tıkanma olabileceği akla gelmeli ve genel cerrahi muayenesi önerilmelidir. 

Gebelik ve Uyku

Gebeliğin erken dönemlerinde progesteronun uyku getirici etkisi nedeniyle uyku hali ve daha fazla uyku ihtiyacı görülmektedir. Ayrıca uykunun verimliliği de REM uykusunun azalması nedeniyle bozulmuştur. Gebeliğin ikinci üç aylık döneminde ( ikinci trimester) toplam gece uyku süresi azalır ve genellikle uyku sorunları olmaktadır.  Son üç aylık periyotta ise gebelerin neredeyse tamamında uyku düzeni değişmiş, uyku kalitesi bozulmuştur. Bu nedenle gün içi kısa uykular ve uykuyu destekleyici ajanlar önerilebilmektedir. 

Gebelik ve Mide Yanmaları

Neredeyse en sık karşılaşılan şikayetlerden biridir. Mide içeriğinin (asidik yapıda)  yemek borusunun alt kısmına geri kaçısına bağlıdır. Gebelik sırasındaki bu geri kaçış (regürjitasyon) artışı; büyüyen rahimin mideye baskı yapması ve gebelikteki hormonlara bağlı yemek borusunun alt kısmındaki dar bölgedenin (sfinkter) gevşemesidir.  Şikayetleri azaltmak için sık ve az porsiyonlarda yemek, mideyi çok doldurmamak, yemek sonrası düz yatmamak, mide asidini arttıracak gıdalardan kaçınmak önerilmektedir. Bu değişiklikler ile şikayetler genellikle azalırken, bir grup hastada ​mide asidini düzenleyici ilaçlar eklenebilmektedir.

RANDEVU ALIN

Dilerseniz Biz Sizi Arayalım

Mesajınız gönderildi. Teşekkürler.
Mesajınız gönderilemedi.